Yıllar önce Leroy Hood, tıbbın reaktif hastalık yönetiminden; öngörülü, önleyici, kişiselleştirilmiş ve katılımcı olan proaktif bakıma geçmesi gerektiğini öne sürdü. Bu felsefenin ilkeleri artık P4 Diş Hekimliği olarak anılmaktadır. Bu anlamda, periodontal hastalığın çeşitli aşamalarını yönetmek için yeni araçlar sunar.
Konseptin Dört P’si:
- Öngörülü (Predictive)
- Önleyici (Preventative)
- Kişiselleştirilmiş (Personalized)
- Katılımcı (Participatory)
Bireysel olarak uyarlanmış sağlık hizmetlerine yönelik evrimin bir parçası olarak P4 kavramı, sağlık ve hastalık durumlarının altında yatan karmaşık biyolojik etkileşimleri dikkate alır. Bireysel sağlığı destekleme amacı ile kapsamlıdır, bütünseldir, sağlığı ölçer ve hastalığın gizemini ortadan kaldırır. Diş hekimliği mesleği geleneksel olarak hastalık yönetiminin cerrahi modeli üzerine inşa edilmiştir. Ancak bu model hızla değişmektedir.
Bu Değişen Tıp Modeli Diş Hekimliğini Nasıl Etkiliyor?
Ağzın vücudun geri kalanına bağlı olduğunun geç fark edilmesiyle sağlık hizmetleri, ağız hastalıklarının sistemik sağlık üzerinde bir etkisi olduğunu kabul etmeye başlamıştır. Periodontal hastalığı tedavi etmek için kökleri kazıma, diş çürüklerini tedavi etmek için dişlerde delikler açma günleri çoktan geride kaldı denilebilir.
Günümüzde diş çürükleri için en iyi bakım uygulaması, risk yönetimine dayalı bir felsefedir. Klinik çalışmalarda çürük risk değerlendirmesinin, öngörücü olduğu gösterilmiştir. Ayrıca bu felsefe; önleyici stratejilere, risk faktörlerini belirlemeye ve gelecekteki hastalıkları önlemek için bir rejim geliştirmeye odaklanır.
Plak ile ilişkili periodontal durumlar için mevcut yönetim protokolleri, hastalık belirti ve semptomlarına karşı reaktiftir. Tıpta ve periodontal bakımda P4 yaklaşımı, sağlıklı yaşlanmayı sağlamak amacıyla kronik hastalığın daha proaktif bir şekilde yönetilmesi gerektiğini kabul eder.
Sağlık hizmetlerinin dört temel yönünü kucaklayarak gerçekten bütünsel bir yaklaşıma yol açar. Öngörülü, önleyici, kişiselleştirilmiş ve katılımcı temalarını kullanan hastalar ve sağlık hizmeti sağlayıcıları; sağlıktan, ileri hastalığa kadar yaşam boyunca sağlığı ve rahatlığı teşvik etmek için bir ekip olarak çalışır.
Öngörülü Periodontoloji
Periodontal hastalığın (Evre I) ortaya çıkışının öncüleri belirlenebilirse hastalığa yol açan biyolojik yolları kontrol eden müdahaleler proaktif olabilir ve muhtemelen doku yıkımını önleyebilir. Bu nedenle önleme açısından hastalığın öngörülmesi, risk faktörleri ve risk faktörü fenotipine odaklanması gereken çok önemli bir unsurdur.
Önleyici Periodontoloji
Periodontoloji; her zaman önlemenin önemini kabul etmiştir ve bu, büyük ölçüde günlük plak kontrolünü vurgulamaya odaklanmıştır. Ancak, bu durumda yaklaşımın ne kadar etkili olduğu sorusu ortaya çıkmıştır. Bu alanda önemli ilerlemeler kaydedilmiş olsa da biyolojik sistem ağlarının kurulması, risk faktörlerinin bu ağları nasıl etkilediğinin tanımlanması ve hastalık oluşumunu veya ilerlemesini önleyen koruyucu faktörlerin belirlenmesi konusunda henüz başlangıç aşamasındadır.
Bu sistem ile evre 0 ve 1’deki ilerlemeyi önleyerek bilinen risk faktörlerinin etkilerini azaltmak mümkün olabilir ve bu nedenle hastalık gelişmeyebilir veya hatta tersine çevrilebilir.
Kişiselleştirilmiş Periodontoloji
Klinik periodontolojinin zaten kişiselleştirilmiş periodontoloji uyguladığı iddia edilebilir. Bireylerin; bireyselleştirilmiş tedavi gerektiren farklı klinik belirtiler, semptomlar, risk faktörleri ve değiştirici faktörlerle ayrıldığı bilinmektedir. Bununla birlikte, jenerik tedaviler geleneksel tedavinin temel dayanağı olmaya devam etmektedir.
Tek beden herkese uyan bir yaklaşım, bazı bireyler için oldukça başarılı olabilir. Ama hepsi için değildir. Mevcut yönetim stratejilerindeki eksik halka ise insan biyolojisinin karmaşıklıklarını, verdiği yanıtları ve bu yanıtların genetik kontrolünü hasta sınıflandırmasına tam olarak dahil edememektir.
Katılımcı Periodontoloji
P4 periodontisinin sıklıkla gözden kaçan ancak önemli bir yönü, periodontal ve sistemik sağlıklarını daha yüksek düzeyde sahiplenmeleri için hastaları kendi verileriyle nasıl güçlendirecekleridir. Yeni teşhis edilmiş periodontitisli hastaların ortak sorusu “Bu durumu iyileştirmek için ne yapabilirim?” şeklinde olacaktır. Verilebilecek standart bir önerinin içeriği ise ağız hijyenini iyileştirmeyi ve belki de hastalığı olumsuz yönde etkileyebilecek yaşam tarzı sorunlarını ele almayı konu alır.
Periodontal hastalığın başarılı ve uzun dönemli yönetimi için hastanın öngörücü ve önleyici bir yaklaşımı içeren tedavi stratejilerinin ayrılmaz bir parçası olması gerektiği konusunda şüphe yoktur.
İlginizi Çekebilir: Diş Eti Kanaması Hakkında Bilmeniz Gerekenler